ÖZÜRLÜLERİN YANGIN ANINDA DAVRANIŞ BİÇİMLERİ

Evlerimizde meydana gelen bir yangında hayatta kalmamızı; ne kadar çabuk ve emniyet içinde yangın mahallini terk etmemiz belirler.
Peki yangını haber almada güçlük çekenler, duyamayanlar, görmeyenler ne yapacaklar? Hem duyamayıp, görmeyenlerimiz ne yapmalıdırlar? Daha kötüsü kötürüm olup hareket edemeyen hem kör hem sağırlar ne yapmalılar? Kör ve sağır olmayıp algılama zorluğu çeken zeka özürlüler, bunaklar, bebekler ne yapmalı? Algılamalarına ve kaçmak için çırpınmalarına rağmen hareket edemeyen çok yaşlılar, aşırı kilolu insanlar, yatalaklar ne yapmalı?
Unutulmamalıdır ki sağlıklı olarak nitelendirilen insanlar dahi yangın, deprem gibi acil durumlarda panikten, şoktan ya da yapacaklarını bilememekten zarar görebilmektedirler.
Gelişen teknolojiyi bu durumda olan insanlarımızı uyarmak için çalışmalar yapmaya başlamıştır. Ancak yüzde yüz can kurtarmaya yarayacak cihaz ve aletler henüz geliştirilememiştir. Ne yazık ki ülkemizde özürlü insanlarımız doğanın devinimine ve Tanrının koruyucu gücüne terk edilmektedirler.






Yangın anında komşunuzun haberi olurda, içinde birazcık insanlık kalmış ise belki özürlü komşusuna zor zamanında yardıma koşacaktır.
Özürlülerimiz paralarının olduğu kadarı ile kendilerine özgün dizayn edilen evlerde yaşayabilmektedirler. Parasızlık ve çaresizlikten yüksek yapılarda yaşayanlar, yaşamak zorunda kalanlar, yangın anında kullanamayacağı kaçış merdiveninden nasıl inecektir. Ona kim yardım edecektir. Apartman Yöneticisi hangi kardeşimiz-arkadaşımız Acil Durumda yardım edilecek komşuları için bir eylem planı yapmıştır.
Hangi muhtarlıkta, hangi hanede Acil durumda yardıma muhtaç insanın kurtarılması için Acil Eylem planı vardır. Bu insanları kim kurtaracaktır.
Yanıt hazırdır; İtfaiye, polis ve jandarma oysa İtfaiye, polis ve jandarma olayın başlamasından
5-10 hatta bazı durumlarda 15-20 dakika sonra olay mahalline ulaşır. Bu zaman dilimi ise hayatta kalmayı mucize kılar.
Bir yangında duman zararlarını bizler hep göz ardı ederiz. Oysa yangında en kötü düşman
dumandır, ve yangınlarda ölenlerin %98’den fazlası duman zehirlenmelerinden ölmektedir. Sigarada bilim adamları 2000 -3000 çeşit zehirden bahsediyorlar. Evimizdeki eşyalarımızın çoğu teknolojik ürünlerdir. Oturduğumuz koltuk boyalar, vernikler, plastikler, kimyasal kumaşlar, naylonlar, süngerlerden oluşur. Zehir miktarı sigaradan binlerce fazladır ama göz ardı ederiz. Bazen bu yangın dumanının birkaç nefes alınması dahi bir insanı öldürebilecek toksit maddelere sahiptir. Zehir soluduğumuzu unutmamalıyız.
Bu neden ile ülke çapında ulusal özürlü politikalarına sahip olmamız kaçınılmaz olacaktır. Özürlüler için özel dizayn edilmiş evler, hareket edebilmelerini sağlayıcı ve dış ortama uyumlu özel dizayn edilmiş araç ve gereçler, uyarı sistemleri örneğin; yatalak fakat bilinci yerinde olanlar için haber verme diyafonları (Apartman kapıcısına, İtfaiyeye, 112 ye, polise vb.) Yatalak olanlara yan odalarda olan yangını haber veren titreşimli yatak altlıkları, İşitme özürlüler için yanıp-sönen uyarı ışıkları, Görme özürlüler için sesli uyarıcılar ev dışına haber veren erken uyarı cihazları (Komşuya, yöneticiye, kapıcıya, itfaiyeye, polise vb.) Bunlar zor şeyler değil Türk mühendisi Türk insanı bunları kendisi yapmalıdır. Bunları yurt dışından ithal etmek, almak, kullanmaya çalışmakta başka bir özürlülük değil midir? Tanrı bize düşünmeyi ihsan etmemiş midir?
Bakım evlerinde yaşayan yardıma muhtaçların tahliye planları var mı? Bir kez olsun bir tahliye planlandı mı? Plan uygulamaya kondu mu? Tahliye kaç dakika-saat sürdü?(Gerçek zaman) Bu tahliye sonuç zamanından tatminkar mısınız? Acil bir durumda kaç kişi içeride kalacak, kaç kişi dumandan etkilenecek, kaç kişi ölecek hiç hesap ettiniz mi? İtfaiye-polis-jandarma, ilkyardım(112) ekipleri ile hiç ortak çalışmanız oldu mu? Özürlülerinizi hiç bu konuda eğittiniz mi? Bilgilendirdiniz mi? Hala boş ver bu işleri mi diyorsunuz? Elin gavuru dediğiniz adamların Türk tatil köylerine yolladıkları yaşlılarına sırf bu durumlar için refakatçiler verdiklerini, Acil durum planlarını gittikleri tatil köyüne göre yaptıklarını duyarsanız ayıp olmaz mı? Onların özürlü ve yaşlıları bizim olanlardan daha değerli mi? Koskoca kanunlar, yönetmelikler bu konulara sadece ağızlarının ucu ile değinmektedir.
Ne hastanelerin, ne bakım evlerinin, ne özel bakım evlerinin nede aramızda, mahallemizde yaşayanlar için Acil durum planı var, ne Acil durum plan uygulaması var, ne tatbikatı var. İtfaiyelerimizin özürlü insanların bulunduğu yerleri bilmemesi ne acı. Bu tür bilgiler ve kayıtlara sahip modern bir itfaiye var mı? İtfaiyecilerimiz işitme engelli bir vatandaşımıza dur, bekle seni şimdi kurtaracağım kelimelerini hangi vücut, el, kol hareketi ve mimikler ile söyleyebilir. Bırakın bunları kaç itfaiyeci psikoloji dersi alarak yangından hasar görenlere, yakını ölenlere, malını kaybedenlere nasıl davranacağını bilmekte?
Bu ülkenin işini ve insanını seven insanlara çalışanlara ihtiyacı var. Zaman geçirmeden küçük çaplı değil, Büyük çaplı hareket etme planlarına ihtiyacımız var. Mühendislerimizin konuya uygun cihazları dizayn etmelerine hükümetlerin bu insanları desteklemeye ve teşvik etmelerine gereksinim var. Ancak böyle büyük ülke, büyük insanlık, büyük kültür, büyük güç olabileceğiz.

UNUTMAYALIM!

- Özürlü insanlarında tıpkı sizler gibi emniyetli yolları kullanarak yangından, depremden yada başka bir acil durumdan kurtulmaları gerekebilir. Bu hak onlar içinde vardır! Bu konuyu göz ardı etmek, düzenlemeler yapmamak, tedbirler almamak onları ölüme terk etmek demektir. Bu ise bir insanlık suçudur!
- Elbette en iyisi her özürlüye refakat edebilecek bir yardımcının olmasıdır. Bilhassa bu yangın anında çok büyük önem taşımaktadır.
- Acil eylem planları muhakkak devreye sokulmalıdır. Sadece acil eylem planı yapmak yeterli olmaz. Bu yapılan planın test edilmesi gereklidir. Test sonucu kötü ise planı yenileyerek yeni bir test yapmalısınız.
- Tüm acil eylem planları yazı olmalıdır. Mahalli itfaiye ile koordine kurulmalıdır. Sizin planınızın (Çalışır olduğu test edildikten sonra) birer nüshaları da mahalli itfaiye, muhtarlık, polis vb. olmalıdır.
- Fabrikalar, işletmeler özürlü çalıştırılması zorunlu yerlerde her özürlüye birden fazla refakatçı verilmeli, refakatçılar birbirlerini yedeklemelidir.
- Bakım evleri, hastaneler, ruh ve sinir hastaneleri, yeni doğan (Bebek) üniteleri içinde acil eylem planları yapılmalı ve tatbikatları en az yılda bir yapılmalıdır.
- Acil kaçış planları bu yerlerde kolay görünebilir yerlere asılmalıdır. Birçok hastane ve işletme bu durumlar için Acil durum kartları ve kitapçıkları hazırlatarak ziyaretçilerine vermekte ve çıkışta ziyaretçilerden geri almaktadırlar.
- Tüm özürlülere yetebilecek kadar görevli ve gönüllü insanımıza özürlülere nasıl yardımcı olunabileceği öğretilmeli ve bu kişiler ile sık sık eğitim yapılmalı, tatbikatlar gerçekleştirilmelidir.
- Yapılması gerekenler her türlü Yönetmelik içine dahil edilmelidir. (Yangın Yönetmeliği, Yapı Yönetmeliği, Bina Tasarımı ve Uygulamaları vb.)
- Apartman yöneticileri de acil eylem planlarını yaparak bina girişine asmalı ve belli aralıklarla tatbikat yapmalıdır. (İtfaiye, polis vb. bu planlardan kolayca yararlanabilir.)
- Özürlü insanlarımız mümkün olduğunca kolay kurtulabilir alt katlarda ya da müstakil evlerde iskan edilmelidirler.
- Özürlü kişilere refakat edenler acil durumlarda acil durumdan kaçan diğer insanları bekleyerek kaçış yollarının açılmasını görmelidirler. Eğer önce çıkış yaparlar ise trafiği aksatacaklar ya da kaçış sırasında yaralanmalara, düşmelere sebep olabileceklerdir.
- Yeterli yardımcının olmadığı ya da gelmediği durumlarda ise özürlü personel için duman ve ısıdan en az etkilenilecek durum yaratılmalı ve özürlüler orada İtfaiye ve polisçe kurtarılmayı beklemelidir.
- Bu durumda yarı hazır beklemek, hiçbir işlem yapmadan beklemekten çok iyidir. Kurtarma timlerine yardımcı olunarak zaman kazanılmış olacaktır.
- Bu işlemleri muhakkak uygulayınız aksi takdirde özürlü personele yeni bir özür ilavesi yapabilirsiniz. Onların daha da özürlü olmasına neden olabilirsiniz.





Değerli kardeşimiz Fadik AYAR Türkiye Engelliler Federasyonu adına soruyor.
1.İşitme Engelli bir ailenin evinde yangın çıktığında ne yapmalıdır.
2. İşitme ve konuşma engelli oldukları için itfaiyeye nasıl ve hangi yöntemle haber verebilir, ulaşabilirler.
3.İşitme engelli ailelerin ev veya iş yerlerinde yangından korunmak için bulundurmaları gereken malzeme var mı?
4. İşitme engellilere öneriniz nelerdir?
Not: Sitemizde yayınlamak istiyorum.

1. Değerli kardeşim bizlere yönelttiğiniz birinci sorunun cevabı elbette sağlıklı insanlar ne yapıyorsa onu yapacağınızı sizlere söylemek olacaktır. Yangın anında her insan aynı semptomları gösterecektir. Bilim adamları Dünyamızda dört canlı çeşidinin var olduğunu kabul ederler.
İnsanlar
Hayvanlar
Bitkiler ve
Ateş
Bu dört canlı çeşidinin tamamı Oksijen ya da oksijensizlik karşısında aynı reaksiyonu göstermektedir. Oksijenin % 21 konsantrasyonda hava içinde bulunduğu durumlarda dört canlı çeşidinin en iyi yaşam şartlarından biri sağlanmış olmaktadır. Canlılar oksijen alır bu oksijeni yakar vücut ısılarını bu sayede enerji yakarak sabit tutarlar. % 19 konsantrasyonda solunum ve oksijen reaksiyonu artış göstermek zorundadır. Çünkü yetersiz oksijenden dolayı oksijenin tamamlanması için solunumun artması gereklidir.% 16 oksijen konsantrasyonunda ise yanma olmaz oksijen yetersizliğinden solunum durur. Yani ölüm gelir.% 16 oksijen demek ölüm demektir. Hayat olmaz. Yanma olmaz. Her dört canlı türü de yaşamaz. Yani yangın bile söner.
Bu durumda ilk etaplarda dumandan zehirlenmemek ve oksijensiz kalmamak için yangın çıkan yeri çok kısa sürede terk etmeniz gerekmektedir.
İşitme engelliler için yangının başlangıcını – varlığını haber veren ( flaş çakarlı ) ışıklı uyarıcılı yangın dedektörleri mevcut olup bunları evinizin uygun alanlarına monte ettirdiğinizde sizleri uyaracaktır. Bu uyarıyı ya da yangını görür iseniz;
Uyarıyı aldığınızda evinizde bulunan tüm fertler acil durum aksiyon planlarına uygun kaçış gerçekleştirmelidir. Bu konuda aile bireyleri bu durumu kendi aralarında işaret dili ile kararlaştırmalı ve ne yapılacağını iyi bilmelidirler.

2. İşitme ve sesli konuşma engelli kardeşlerimiz fedarasyonun da yardımını alarak yerel itfaiyeler ile irtibata geçmeli ve bir tercüman yardımı ile itfaiyeye adreslerini özür durumlarını belirtir bilgi vermelidirler. İtfaiyeler bunları kayıt altına alarak daha dikkatli davranmalıdırlar.
Komşunuzun ya da bir itfaiyecinin yardımı ile kayıt cihazlarından herhangi biri ile sesli mesaj yani ihbar bilgileri doldurularak itfaiye ye bu şekilde haber verilebilir. Bu haberleşme işi için gönüllü birkaç komşudan yardım da alınabilir. Komşulardan biri olmadığında diğeri yedek kalarak bu insani görevi yapabilir. Modern toplumlar bu işi bu şekilde çözmektedirler. Apartman yönetimi- muhtarlıklar-polis- jandarma- Hızır acil servisleri- itfaiye ortak çalışmalıdır. Birçok telefon firmasının bu haberi bu kanallara verecek telefon modelleri de mevcut bulunmaktadır.




3.Engelli ya da engelsiz her ailede yangınların çıkabileceği unutulmamalıdır. Bilhassa engelli ailelerde bu durumun telafisi; uyarı zamanı açısından zorluklar çıkarabileceği düşünüldüğünde daha bir önem taşımaktadır. Her evde bir yeterli yangın söndürücünün bulunması gerekmektedir. Bunların kullanımı gayet basittir. Ayrıca yine kullanımı basit olan yangın battaniyelerinden önerebilirim.
İş yerlerimize gelince bu konuda ne denli hassas davrandığımızı bize bağlı bir kuruluşta çalışanlardan biri olarak bilmektesinizdir sanırım.
Yılda iki kez yangın eğitimi ve yılda yine yönetmelikler gereğince iki kez kaçış eğitimi yaptığımızı ve her özürlü kardeşimizin durumunu inceleyerek onlara yeterince mihmandar temin tetiğimizi görmüşsünüzdür. Bizim ÇOSB olarak yaptıklarımızın bir kısmını dahi yerel yönetimler yapsalar bu sorular ve sorunlar ortaya çıkmayacaktır.
Bölgemizde yaşayan sizlere sosyal sorumluluğumuzdan gereği bu konuda ücretsiz yangın eğitimi ve yangından korunma hakkında bir Tercüman eşliğinde eğitim vermekten ÇOSB Müdürlüğü İtfaiye Amirliği Personelleri olarak gurur duyarız. Bu konuda bir terminde karar kılmak için görüşebiliriz.





4.İşitme engellilere öneriniz var mı? Diyorsunuz. Yalnızca işitme engellilere değil tüm herkese önerilerimiz; kendinize uygun bir acil durum aksiyon planınızı yapmanız olacaktır.
Kaçış yollarınız neresidir? Bu yollar arada sırada incelenip açık oldukları teyit ediliyor mu? Dışarıda toplanma mevkiiniz, buluşma noktanız neresidir? Yanınıza almanız gereken acil ihtiyaç listeniz, ilaçlarınız, giyecekleriniz bir çantada hazır mı? Olası her durumu lütfen düşünün. Yaz ile kış arasında yağışlı hava durumda nerede olacağınızı baştan düşünmekte yarar var. Ayrıca sistemi zorlayın bizler tüm topluma hizmet etmek için varız. İhtiyaçlarınızı belirlemeden bunları ilgililere sunmadan hizmetin sizlere gelmediği aşikâr. Yönetmelikler bu konuda görevlilere sorumluluk vermediğinden hiç kimse kendiliğinden size yardım etmemektedir. Ben bunu bir yardım olarak görmüyor görev olarak addediyorum. Ki doğrusu da budur. Engellilerimize engel çıkarmayalım, onlara engel olmayalım diyorum.
Esenlikler dileklerimle.

Ahmet SERTKAN
Yangın Uzmanı
ÇOSB İtf. Amiri



6 yorum:

    On 3 Nisan 2009 12:55 Adsız dedi ki...

    amirim çok tebrik ederiz. bravo her konuda önce sizin olmnız çok güzel.helal olsun

     
    On 3 Nisan 2009 13:06 Adsız dedi ki...

    BAŞBAKANLIK ÖZÜRLÜLER SİTESİNDE DEPREM İLE İLĞİLİ ON ÜLKENİN BİLİM ADAMLARI TOPLANMIŞ BU YAZININ ONDA BİRİ KADAR BİLĞİ YAYINLAMIŞLARDIR.
    YAZINIZ AZ GÖRÜLSE BİLE BÜYÜK BAŞARI..
    TAKİPÇİNİZ HOCAM.

     
    On 3 Nisan 2009 14:35 Adsız dedi ki...

    Özürlüler ile ilgilenmeniz nazik bir davranış.
    her meslek bu tip ne yapaılabilir sorusunu sormalıdır. Ali GÜL

     
    On 3 Nisan 2009 14:37 Adsız dedi ki...

    özürlülerin sırtından geçinenler ne yapıyorlar

     
    On 3 Nisan 2009 14:45 Adsız dedi ki...

    Aslında topluma sorulan sorular bunlar.
    bizler ne yapmalıyız.özürlüler için ne yapıyoruz da yangında yapalım.

     
    On 14 Nisan 2009 17:09 Adsız dedi ki...

    Çarşamba, Nisan 08, 2009 Gönderen yobaz

    Türkiye'de yangın konusunda bir numara olan Ahmet Sertkan tarafından yazılmış güzel bir yazı,ne yazık ki ülkemizde özürlü vatandaşlarımıza yaşama şansı verilmiyor,hayatlarını kolaylaştıracak uygulamalar yerine zorlaştırılıyor diyebiliriz.Umarız bu tarz yazılar çoğalır.
    Evlerimizde meydana gelen bir yangında hayatta kalmamızı; ne kadar çabuk ve emniyet içinde yangın mahallini terk etmemiz belirler.