GÖKDELENLER NEREYE? EN BÜYÜK VE TEK DÜŞMAN YANGIN !


YÜKSEK BİNA


TARİHTE BİLİNEN İLK KULE BABİL


DÜNYANIN YEDİ BÜYÜĞÜ

ABD'nin uğradığı terörist saldırılar sonrasında, dünyanın her yerinden uzmanlar gökdelenlerin geleceğini tartışmaya başladı. Ne olursa olsun geleceği talebin belirleyeceğinde birleşmekle beraber, uzmanlar talebi arttırıcı güvenlik sistemlerinin geliştirilip geliştirilemeyeceğini tartışıyorlar. Manhattan dışındaki yerlerde ise, beklenenin aksine yatırımcıların yüksek binalara yaklaşımında ciddi kuşkular oluşmadı...


110 katlı Dünya Ticaret Merkezi Kulelerinin Manhattan'ın siluteinde bıraktığı boşluk, dünyanın her yerindeki uzmanları, çok katlı gökdelenlerin geleceği üzerine bir tartışma platformuna itiyor. Tasarım ve yapım uzmanları, İkiz Kuleler ve Pentagon'un çöküş davranışlarını araştırlıp patlamalara daha dayanaklı binaların nasıl yapılabileceğini tartışırken, bir kesim de yüksek yapılar için yeni yapım kodlarının (standartların) geliştirilmesinin peşine düşmüş durumda. Bütün bunların ortasında da İkiz Kulelerin yerine daha da yüksek "simgelerin" konup konmaması gerektiğine dair bir "kakafoni" de devam etmekte.
Halen Dünyanın en yüksek binaları olan 452 metrelik Petronas Kulelerinin mimarı Cesar Pelli'ye göre "Gücümüzü göstermenin tek yolu aynı boyutlarda yeni kuleler yapmak". "Bir grup suçluya teslim olamamaız için bir neden göremiyorum" diyor Pelli.
Shanghai'da yapılması planlanan ve tahminen 500 metrenin üzerinde olacak Mori Binası'nı tasarlayan Kohn Pedersen Fox-NY'den William Pedersen, ise biraz daha temkinli davranarak, işin kaderini hemen belirlemeden önce, sorunun doğru perspektiflerini yakalamak için zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
Mimarların görüşleri yeniden inşa etmek veya daha da yükseklerini inşa etmek üzerine yoğunlaşadursun, kararı verecek yatırımcıların gözü hep aşağılarda olacak gibi gözüküyor.
Hines Interests Houston'dan John Harris'e göre "yüksek binaların geleceğini o binaları kullanacaklar belirleyecek" ve kullanıcılarda saldırılardan sonra çok büyük korkular oluşmış değil. Manhattan'ın dışındaki ofis sahipleri normal hayatlarına devam etmekteler.
Building Owners and Managers Association International, Washington, D.C.'den Jerry Harke da kendilerine, yatırımcıların binaların yüksekliklerini düşürmek üzerine düşündüklerine dair bilgiler gelmediğini söylüyor. Ancak, 11 Eylül'den sonra üyelerinin binaların güvenliğine ilişkin bilgi istemlerinde artış gözlenmiş.
İngiltere'de de binaların kat sayısının azaltılmasına ilişkin yatırımcı trendleri gözlenmemiş. Avrupa'nın en yüksek ofis binası olacak ve Londra Köprüsü'nün yanında inşa edilmesi planlanan 306 metre yüksekliğindeki binanın yatırımcısı Sellar Property Group da fikrinden vazgeçmiş değil. Renzo Piano Building Workshop- Cenova tarafından tasarlanan bina, 500 milyon dolara mal olacak ve 2005 yılında tamamlanacak.
Yüksek Binalar ve Şehir Habitatı Konseyi başkanı Ronald Klemencic'in ise gökdelen yapımları için daha global bir perspektifi var: "İnsanların yüksek binalar yapmaktan vazgeçeceklerini sanmıyorum" diyor, Klemencic ve ekliyor: "Her felaketten sonra benzer yapılar üretmeye devam ettik". Beklenen tek gelişmenin ise "simge" olarak kabul edilen yapılara gösterilecek biraz daha ihtimam olacağını belirtiyor.
Konsey'in tüm planlama, tasarım ve yapım disiplinlerini bir araya getirecek bir zirve planladığını belirten Klemencic, "Enkaz görüntülerinden biran önce uzaklaşarak çözümlere oryente olmalıyız" diyor ve "bu tür yapıları etkileyecek çok değişik şekildeki saldırılar için, emniyet, hayat güvenliği ve acil boşaltma ile yapısal güçlendirme sistemlerine yönelik düşünmeye başlamalıyız" diyerek tamamlıyor.
Amerikan Yapı Mekaniği Enstitüsü (SEI), Çelik Yapı Enstitüsü, Beton Enstitüsü (ACI), Ulusal Yangınlardan Korunma Birliği (NFPA) ve Federal Acil Durum Yönetim Ajansı (FEMA) da yüksek binaların daha güvenli kılınabilmesi için araştırma-geliştirme çalışmalarına müştereken başlamaktalar.
Gelecek haftalar içinde, ulusal standart ve kodlar üzerinde çalışan resmi makamların, Dünya Ticaret Merkezi'nin yıkılmasının ardından, acil boşaltma ve müdahale konularını içerecek standart değişikliklerine gitmeleri bekleniyor. Dünya Ticaret Merkezi'nde müdahale ekipleri merdivenlerden yukarıya çıkmaya çalışırlarken aynı merdivenlerden binlerce insan aşağı inmeye çalışıyorlardı. Kaliforniya Yapı Mekaniği Birliği başkanı Melvyn Green "Belki Müdahale Ekipleri için ayrı ulaşım alternatifleri düşünmemiz gerekecek" diyor...
Halen yüksek bina inşa etme hevesi devam ederken, uzmanları, saldırılara karşı çok iyi planlanmış yapısal sitemlerin ve hayat güvenlik sistemlerinin nasıl geliştirileceği düşündürüyor.




Hiç şüphesiz, mühendislerin asıl çalışma alanlarından birini de yeni inşa malzemeleri oluşturacak. Ancak, hiçbir şeyin Dünya Ticaret Merkezi'ni kurtaramayacağı konusunda da realistik davranıyorlar. NFPA uzmanlarından Robert E.Solomon, çeliği daha güvenli kaplayacak hiçbir malzeme veya kompoziti tanımadığını itiraf etmekten çekinmiyor. Solomon, Şikago merkezli Amerikan Çelik Yapım Enstitüsünün uzmanlarının, çeliğin yangın dayanımını arttırmak için çalışmalar yaptığını belirtiyor. Gözden geçirilen konuların başında, özellikle kolonların yangın dayanımı çok arttıracak yöntemler gelmekte olsa da kod değişikliklerine gitmek için erken olduğu da ifade edilmekte.
Uzmanların üzerinde durduğu konulardan biri de yangının söndürülmese de hapsedilmesi. Ulusal Sprinkler Birliği'nden Russel P. Fleming'e göre bazı köpük sistemleri (uçak hangarlarında kullanılan türden), bu iş için uygun iken, küçük yangınlarda bu sistemler gereksiz yere binaya çok büyük zararlar verebilmekte.
Swarthmore College Pensilvanya'dan Prof.Dr. Frank Moscatelli, jet yakıtının yanması, uçağın çarpma etkisi ve binaların çöküşünden dolayı ortaya çıkan enerjiyi hesaplamış. Moscatelli'ye göre uçaklar binaların 20 katının yıkılmasından sorumlu, işin kalan kısmını "yerçekimi" bitirmiş.
"Üst katlar çökmeye başladıktan sonra, her katta momentumları biraz daha arttı ve katlanarak devam eden bu etki her bir alt katı daha kolay yıktı" diyor Moscatelli. Moscatelli'ye göre çarpma, patlama ve çöküşlerin yarattığı enerji Hiroshima'ya atılan atom bombasının yaydığı enerjinin 1/50'si ile 1/20'si arasında değişiyor.
Avrupa da yapı kodlarını gözden geçirme kararını almış durumda. Yeni kodların binanın ardışık etkiyle yıkılmasını önleyecek şekilde düzenlenmesi hedefleniyor. Yeni kod 15 AB üyesi ülkenin görüşlerine açılmış durumda.
Arizona Üniversitesinden kompozit malzemeler uzmanı Prof.Dr. Muhammed R.Ehsani'ye göre de , henüz ne bu tür ardışık yıkılmayı önleyecek ekonomik açıdan uygun yapı malzemeleri bulunuyor ne de yangına tam dayanıklı sihirli malzemeler var. Fiber donatılı plastiklerden, "Kevlar", cam veya karbondan imal edilen fiberlere kadar pek çok kompozit malzeme üzerinde çalışılıyor. Ancak Ehsani kompozitlerin 76 dereceden sonra yumuşadıkları için uygun alternatifler olmadıklarını belirtirken "Beton çok daha iyi dayanabilirdi" diyor. Betonun sardığı çelik donatıyı, çeliği saracak çok daha ince yangın dayanıklı kaplamalardan daha iyi koruyacağını iddia ediyor Ehsani.
Illinios Üniversitesi mimari profesörlerinden Prof.Dr.Ali, de binaların tasarımlarında bazı ilerlemeler kaydedilebileceğini söylüyor. Özellikle döşemelerde ve duvarlarda yangının yayılmasını önleyecek daha az yanıcı malzemeler kullanılarak acil boşaltma için daha çok zaman tanınmalı derken, betonun da yangına karşı cam veya çelikten daha az duyarlı olduğunu söylüyor.


12 EYLÜL NEWYORK TIMES GAZETESİ BAŞ SAYFASI

Ali'ye göre tasarımcılar ileride daha güçlü dış çeperler üzerinde duracaklar. Dünya Ticaret Merkezi'nin yapıldığı yıllarda beton sektörünün durumu 110 katlı bir bina için uygun malzeme sağlayamasa da, bugün erişilen seviyede yüksek dayanımlı beton sayesinde, beton her tür yüksek bina için iyi bir alternatif oluşturuyor.
Dünya Ticaret Merkezi İnşaatı müşavir firmalarından Skiling'in yönetim kurulu başkanı John D.Magnusson ise dünyadaki binaların %99'unun bir 767'nin çarpmasının ardından hemen yıkılacağını iddia ediyor ve İkiz Kulelerin tüp kesitli yapısal tasarımının insanların hiç değilse bir bölümünün kaçışına imkan tanıdığını söylüyor. "Binaları böyle felaketlere karşı hazırlıklı yapmak mümkün değil, asıl sorun uçakları şeytani insanlardan nasıl koruyabileceğimiz olmalı" diye ekliyor Magnusson.




Magnusson Space.Com'a yaptığı açıklamada ise "Yangın çıkmasaydı binalar bugün ayaktaydı" diyor ve ekliyor: "İlk ciddi fırtınaya kadar da ayakta kalabileceklerdi". Magnusson tüm gökdelenlerin fırtına yüklerine göre tasarlandıklarını ve bu yüklerin büyük bölümünün binanın tüp kesitinin dış çeperi tarafından taşındığını söylüyor. Magnusson'a göre: "Uçaklar bu dış çeperde ciddi hasara neden olduklarından rüzgâr yüklerini taşımada çok zorlanacaklardı".


İNTERNETTE ELDEN ELE DOLAŞAN UÇAK ÇARPMALARINA KARŞI SÖZDE DİZAYN YÜKSEK YAPI TASARIMI (İNSAN OLÜMLERİNİ KOMİK SAYIP GÜLENLER DE VAR.)

Sonuçta, acil ve çok kapsamlı bir güçlendirme yapılmadığı takdirde rüzgâr veya deprem ikinci bir yatay yük binanın sonunu getirebilecekti.

AHMET SERTKAN
ÇOSB.İTF.A.

KAYNAKÇA:
YapiWorld Haber.mht
http://tr.wikipedia.org/wiki/Resim:New_York_Times_12.09.2001.jpg

0 yorum: