İTFAİ OLAYLARDA İTFAİYECİLERİN SU KAYBI

İTFAİ OLAYLARDA İTFAİYECİLERİN SU KAYBI GÖZ ARDI EDİLMEMELİDİR.

İTFAİYECİLER VE AĞIR İŞLERDE ÇALIŞANLAR İÇİN SU KAYBI ÇOK TEHLİKELİDİR.

Su kaybı itfaiyecilikte hayati önem taşıyan fakat bir o kadar da önem verilmeyen konuların başında gelmektedir. Yangın yerinde itfaiyecileri bekleyen onca tehlikenin yanı sıra susuzluk sinsi bir tehlike olarak karşımıza çıkmaktadır.



UNUTMAYIN! SUSUZ KALAN BİR İTFAİYECİ DOĞRU KARARLAR VEREMEZ.

Su kaybının daha az olabileceği düşünülen yüzmede dahi bir saatlik yoğun bir çalışma ile ortalama 2 litrelik su kaybı söz konusudur. Su kaybı ile birlikte kalp normalden daha hızlı çalışmaya başlar. Soluk alma güçleşir. Yorulma süresi hızlanır ve çalışma süresi kısalır. Her yangın 2-3 lt su kaybına neden olur.

YANGINLARDA, YANGIN YERİNDE, TATBİKATLARDA KORUYUCU ELBİSELERİN İÇİNDE İTFAİYECİLERİN VUCUT ISILARI 40–45 SANTRİGRAT DERECEYE ÇIKAR Kİ VUCUTLARI DAHA FAZLA SUYA İHTİYAÇ DUYAR.




HER TÜR İTFAİYE ARACINIZDA KALİTELİ SU BULUNDURMALISINIZ.
( HER YANGINDA İTFAİYECİLERE SUNULAN AYRANLARIN SUSUZLUK GİDERİCİ
OLDUĞUNU DA UNUTMAYIN.)



VÜCUDUN GÜNLÜK KAYBETTİĞİ SU İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN UZMANLAR NORMAL BİR İNSANIN GÜNDE 6–8 BARDAK SU İÇMESİ GEREKTİĞİNİ BELİRTMEKTEDİR.

VÜCUT AĞIRLIĞININ YÜZDESİ OLARAK SU KAYBININ SONUÇLARININ ŞU ŞEKİLDE OLABİLECEĞİ BELİRTİLMEKTEDİR:

%1: susuzluk hissi, ısı düzeninin bozulması, performans azalması
%2: ısı artması, artan susuzluk hissi
%3: vücut ısı düzenin iyice bozulması, aşırı susuzluk hissi,
%4: fiziksel performansın %20–30 düşmesi
%5: baş ağrısı, yorgunluk
%6: halsizlik, titreme
%7: fiziksel etkinlik sürerse bayılma
%10: bilinç kaybı
%11: olası ölüm



SU, VÜCUTTA HEM TAŞIT, HEM MAKİNE YAĞI, HEM DE AMORTİSÖR GÖREVİ GÖRÜR.

Su besinleri taşıyan ve elektrik enerjisini beyinden hücrelere ileten bir çözücüdür. Vücudun ısısını düzenler; beyin, omurilik gibi hayati organlar için bir amortisördür; eklemlerimizin daha etkin hareket edebilmesi için adeta yağ görevi görür. Susuzluk enerji seviyesini ve vücudun yaşamını sürdürme kabiliyetini azaltır.

SU, TOKSİNLERDEN ARINDIRIR.

Su, hücrelerimizi atıklardan temizler ve vücuttan atar. İdrara çıkma, terleme ve sümkürme, vücudun toksinlerinden arınmasının çeşitli yollarıdır. Dışkılarımız bile boşaltımı harekete geçiren suyu ihtiva eder. Susuzluk ise vücutta dolaşan atıkların yapılanmasına neden olarak toksinlerden arınmaya engel olur ve dokuların zarar görmesine yol açar.



SUSUZLUK YAŞLANMAYI HIZLANDIRIR.

Doğduğumuzda vücudumuzun yüzde 75'i sudur. Ancak yetişkinlerde bu oran yüzde 50'lere düşer. Bu da vücuttaki sıvının tükenmesi yani yaşlanma sürecine geçiş demektir. Pek çok insan susuzluğun belirtilerini göz ardı eder ya da bunu kahve, alkol ya da diğer meşrubatlarla geçiştirir. Bu içeceklerin idrar söktürücü etkileri ve vücutta asit birikimine neden olmaları nedeniyle durum daha vahim bir hal alır.

VÜCUDUMUN SUSUZ KALDIĞINI NASIL ANLAYABİLİRİM?

Susama, susuz kalmanın gecikmiş bir işaretidir. Eğer susamışsanız veya ağzınız kuruyorsa çok fazla susuzluk çekiyorsunuz demektir. Konsantrasyon toplamada zorluk, değişken ruh hali, baş ağrıları ve diğer ağrılar, acılar susuzluğun işaretleridir.

İDRAR RENGİ SU İHTİYACININ HABERCİSİ

İnsanların vücudunun su gereksinimi olup olmadığını kolay şekilde tespit edebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Çamsarı ''çok az su içen insanların idrarı koyu olur. İdrar koyu renkliyse vücudun suya ihtiyacı vardır ve su takviyesi yapılmalıdır idrar açık renkliyse vücudun su takviyesine ihtiyacı yok demektir'' dedi.




Ne kadar su içmeliyim?

Günde minimum 2 litre saf su içmeliyiz. Bitki çayları veya sebze suları da bu miktara dahil olabilir. Öte yandan alkol, kahve ve meşrubatlar bu kapsamda değildir. Bu içeceklerden tükettiğiniz her bir bardak karşılığında, bir bardak da su için; böylece bu tür içeceklerin neden oldukları susuzluğun etkisini azaltırsınız. Eğer ekmek, kraker gibi kuru gıdalar yiyorsanız, veya sıcak bir iklimde yaşıyorsanız, ya da yoğun egzersiz yapıyor ve sauna veya buhar banyosuna giriyorsanız buna uygun olarak çok daha fazla su içmelisiniz.





Günde 8-10 kez idrara çıkmak ideal miktarda su içtiğinizin göstergesidir. Bu miktar dokularımız için gerekli su ihtiyacının karşılandığını, vücuttan dışkıların atılmasında böbreklerimizin ve mesanemizin suyla yeterli derecede desteklendiğini gösterir.




SU METABOLIZMASI

Su hidrojen ve oksijenden oluşan, kokusuz Tatsız saydam bir sıvıdır.
Bütün organizmalarda madde alış verisi için su gereklidir.
Ayrıca su solunum zincirinde enerji kazanılmasında son üründür.
İnsan organizmasının %60–70 i sudur bu suyun 2 / 3 'ü hücreler içinde geri kalanı dokular arası sıvıda ve kanda bulunur.
Genellikle su gereksinimi günlük 2500–3000 kaloriye karşılık her bir kalori için 1 mililitre hesabi ile 2.5-3 litre olarak hesaplanır.
Vucud ağırlığının %2 si kadar su kaybında verimde düşüş %20 kadar,%4 su kaybında ise verim düşmesi %40 kadar olur.
İnsan fizyolojik gereksinim olan suyu her gün muntazaman olarak karşılamak zorundadır.
Bunun yaklaşık %50 si içeceklerden,%35 i yiyeceklerden,%15 inde oksidasyon suyu olarak vücuttaki gıdaların yakılmasından sağlar.
Metabolizma sırasında besinin metabolik enerjisinin her 100 Kalorisi için10-14 gram su oluşur.
Besin maddesinin oksidasyonu ile olusan metabolik su miktarının nasıl belirlendiğini bir sekerden oluşan metabolik suyu örnek vererek açıklayalım:
C6H12O6 (Seker) + 6CO2 (Karbondioksit)---> 6CO2(Karbondioksit) + 6H2O(Su)
Sekerin molekül agirligi 180 ve 6 molekül suyun ağırlığı ise 6*18=108 gram olduğuna göre 100 gram karbonhidrattan 108 * 100/180=60 gram metabolik su oluşur.
Hidrojen içeren ve oksidasyona uğrayan üç besin öğesinden (Karbonhidrat,yag ve protein) oluşabilecek metabolik su miktarları Tablo ile gösterilmiştir.
Besin ögesinin Metabolik su 100g Besin maddesini enerjisi ME kal/gr Besin ME sinin 100 kalorisi karşılığı oluşan su/gr
Karbonhidrat 60 4 15.0
Yag 107 9 11.1
Protein 41 4 10.5
Susuzluğun derecesine göre organizmada çeşitli olaylar şekillenir.
Kandaki su normalin %3 ünden fazla eksilirse böbrekler metabolizma artıklarını geçiremeyecek hale gelir.
İnsan organizmasında 2 litre su kaybı olması halinde halsizlik,
3 litre su kaybında belirli bir genel durum bozukluğu ,
4 litre su kaybı ise tehlikenin başlangıcı olarak kabul edilir.
Organizmadaki suyun %15-20 sinin kaybı ise ölüme neden olmaktadır.
Susuzluktan ölüm kan yoğunluğunun fazlalaşması(Kanda 3-4 litre su vardır) ile ince damarlarda dolaşımın durması ile olur.
Organizma bileşimindeki karbonhidrat ve yağın tamamını ,proteinin %50 sini kaybetmesine rağmen yasamaya devam ettiği halde,suyun %20 sini kaybettiğinde ölmektedir.

SUYUN ORGANİZMADAKİ FONKSİYONLARI;
a-yapı maddesi olarak
Kasların bileşiminde %75-80
Kemik dokusunda %25
Yağ dokusunda %20
Dişin dendin dokusunda %10 oranında bulunmaktadır.
b-Eritici solvent olarak
Su organizmanın ihtiyacı olan maddeleri eriterek doku ve hücrelere taşımaktadır. Dolayısıyla metabolizma artıkları da su ile taşınmaktadır. Ayrıca besinlerin sindirim sistemindeki seyri yumuşatılması, emilmesi ve kan dolaşımı ile taşınması da su ile orantılıdır.
c-Isı regülatörü olarak
Isının vücuttan atılması ve vücut ısısının ayarlanması su ile sağlanır.Örneğin futbolcular bir maç süresince 4-5 litre su kaybetmektedirler.Çok konuşma ile de su kaybedilmektedir.Çok yüksek yerlerde (2500m ve daha yüksek) oksijen azlığı nedeniyle solunum sayısı arttıkça akciğerlerden fazla su atılmaktadır.
d-Kayganlık verici madde olarak
Su özellikle vücudun oynak yerlerinde ve iç organlarda yeterli kayganlığı sağlayarak sürtünme ve aşınmayı engeller.

Suyun organizmadan atılması;
Metabolik olaylar sonucu oluşan atıklar organizmadan değişik yollarla atılmaktadır.
a-İdrar ile
Alınan suyun %60 i idrar ile atılmaktadır. Su idrarla atılan bu tur maddeler içinde eritici olarak görev yapmaktadır. yetişkin bir insan günde 1-1.5 litre suyu bu yolla kaybeder.
b-Dışkı ile
Bu yolla alınan suyun %5 i atılmaktadır.
c-Deri ile
Organizmadaki suyun %20 si buharlaşma ve terleme yoğu ile atılmaktadır.
d-Akciğerler ile
Her gün 0.4-0.5 litre su organizmadan dışarıya bu yolla atılmaktadır.



VÜCUTTA SU KAYBİNİN ETKİLERİ
% 1-5 >> Susuzluk, Harekette düzensizlik, İştahsızlık, Deri kızarması, Sabırsızlık, Yorgunluk, Kalp ritminde artış.
%6-10 >> Bas ağrısı, Soluk almada güçlük, Kan volümünün değişmesi, Konuşma zorluğu, Hatırlama güçlüğü, Kan yorgunluğunda artma.
%11-20 >> Kramplar, Yutkunma zorluğu, Dilin şişmesi, Görme bozukluğu, Duyma zorluğu, Ateş, Duyarlılıkta azalma.
Vücut ağırlığının %2 lik su kaybında:
Dayanıklılıkta azalma(Su içildiğinde normale döner) olur.
Vücut ağırlığının %4 lük su kaybında:
Kuvvette azalma(Kayıp su içildiğinde hemen karşılanmaz) olur.



Hiçbir canlı susuz yaşamaz
Susuzluk; vücudun bazı fonksiyonlarını önce bastırır, sonra öldürür.
Su temel enerji kaynağıdır. Her hücreye elektriksel ve manyetik enerji üretir.
Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlar ve yapıştırır.
DNA hasarını önler.
Bağışıklık sisteminin merkezi olan kemik iliğini, çeşitli hastalıklara karşı güçlendirir.
Besinlerin, vitamin ve minerallerin temel çözücüsüdür.
Besinlere enerji verir. Besinlerdeki gerekli öğelerin emilimini artırır.
Bütün öğelerin vücuda taşınmasına yardımcı olur.
Kırmızı kan hücrelerinin çalışma verimini artırır.
Hücreye oksijen veriri ve atık gazları akciğerlere taşır.
Zehirli atıkları toplar ve karaciğer yahut böbreklere taşır.
Eklem boşluklarındaki temel yağlayıcı maddedir.
Omurgadaki diskleri, şok emici su yastıklarına dönüştürür.
Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir.
Vücudun soğutma ve ısıtma sistemleri için vazgeçilmezdir.
Beyin fonksiyonları için güç ve elektriksel enerji verir.
Kalp krizi ve felçten korur.
Beyinde üretilen hormonların yapımı için gereklidir.
Dikkat yetersizliğini çözer.
Çalışma verimini artırır.
Hiçbir yan etkisi yoktur.
Stresi, depresyonu hafifletir.
Uykuyu düzenler. Yorgunluğu giderir.
Cildi yumuşatır. Gözlere canlılık verir.
Kan üretimini düzenler.
Enfeksiyon ve kanserde bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler.
Âdet öncesi ağrıyı ve ateş basmasını hafifletir.
Kanı sulandırıp katı maddelerin dibe çökmesini engeller.
Su içen, susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilir.
Kilo vermeyi kolaylaştırır.
Gebelikte bulantıları azaltır.
Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir.
Yaşlılıkta hafıza kaybının önlenmesine yardımcı olur.

Vücut, akciğer yoluyla, günde yarım litre suyu basit difüzyon şeklinde kaybeder. Aynı miktarda su teneffüs yoluyla da kaybedilir.

Bir insan bir bardak su içtikten sonra, suyun vücut tarafından sindirim sistemi aracılığıyla tamamen absorbe edilmesi için, yarım ila 1 saatin geçmesi gereklidir.

Genelde hekimlerin tavsiyesi bol su. Ne hikmetse ihmal ediyoruz. Oysa en ucuz ve bulunması en kolay İLAÇ sudur.

Hipertansiyon, fazla kilolar ve depresyonun temelinde yatan neden, vücutta yeterli su olmamasıdır.

Su, insanoğlu için vazgeçilmez bir içecektir. Hele ki dünyamız küresel ısınma tehdidi altındayken suya olan ihtiyacımız daha da artıyor.

Vücudunuz sizden su istiyor!

Medical School of London Üniversitesinden Dr. Fereydoon Batmanghelidj, Vücudunuz sizden su istiyor adlı kitabında suyun faydalarını şöyle anlatıyor;

Hastalanmamak için, hastalıklardan kurtulmak için; düzenli su, kaliteli su, yeterince su...
Dr. Fereydoon Batmanghelidj'e göre, vücudumuz 46 nedenden dolayı suya ihtiyaç duyuyor:

1- Hiçbir şey susuz yaşayamaz.
2- Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını önce bastırır, sonra öldürür.
3- Su temel enerji kaynağıdır, vücudun “nakit akımıdır.”
4- Su vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üretir, bize yaşam gücü verir.
5- Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayan bir yapıştırıcıdır.
6- DNA hasarını önler ve onarım mekanizmalarının daha iyi çalışmasına yardımcı olur, böylece üretilen anormal DNA sayısı azalır.
7- Bağışıklık sisteminin (bütün mekanizmalarının) merkezi olan kemik iliğinde, bu sistemi kanser de dahil olmak üzere, çeşitli hastalıklara karşı güçlendirir.
8- Bütün besinlerin, vitamin ve minerallerin temel çözücüsüdür. Vücutta besinleri küçük parçalara ayırır, sindirimlerinde ve son metobolik aşamalarında görev yapar.
9- Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır. Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.
10- Su, besinlerdeki gerekli öğelerin emilimini artırır.
11- Bütün öğelerin vücuda taşınmasına yardımcı olur.
12- Akciğerlerde oksijen toplayan kırmızı kan hücrelerinin çalışma verimini artırır.
13- Hücreye ulaşan su, o hücreye oksijen verir ve atık gazları vücuttan atılmaları için akciğerlere taşır.

14- Vücudun çeşitli bölgelerinden zehirli atıkları toplar ve atılmaları için karaciğer ya da böbreklere taşır.

15- Eklem boşluklarındaki temel yağlayıcı maddedir, artrit ve sırt ağrılarının oluşumunun önlenmesinde yardımcı olur.
16- Omurgadaki diskleri “şok emici su yastıkları”na dönüştürür.
17- Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler.
18- Kalp krizi ve felce karşı koruyucudur.
19- Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler.
20- Vücudun soğutma (terleme) ve ısıtma (elektrik) sistemleri için vazgeçilmezdir.
21- Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir.
22- Serotonin ve diğer nörotransmitterlerin (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir.
23- Melatonin de dâhil olmak üzere, beyinde üretilen bütün hormonların yapımı için gereklidir.
24- Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir.
25- Çalışma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür.
26- Su dünyadaki diğer bütün içeceklerden daha kolay bulunabilir ve hiçbir yan etkisi yoktur.
27- Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur.
28- Uykuyu düzenler.
29- Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur ve bize gençliğin enerjisini verir.
30- Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur.
31- Gözlere canlılık ve parlaklık verir.
32- Glokomdan korunmamıza yardım eder.
33- Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler, lösemi ve lenfoma oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.
34- Vücutta enfeksiyon ve kanser hücrelerinin geliştiği bölgelerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok gereklidir.
35- Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler.

36- Kadınlarda, adet öncesi ağrıyı ve ateş basmasını hafifletir.

37- Kalp atışıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak dolaşımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller.

38- İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir.

39- Dehidrasyon cinsellik hormonunun üretimine engel olur, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir.

40- Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilirsiniz.
41- Kilo vermenin en iyi yolu su içmektir. Düzenli aralıklarla su için ve sıkı bir rejim yapmadan zayıflayın. Acıktığınız zaman aşırı yememeli, ama susadığınızda suyunuzu içmelisiniz.
42- Dehidrasyon doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunları temizler.
43- Su, gebelikte sabah bulantılarını azaltır.
44- Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir. Karar verme ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır.
45- Yaşlılıkta bellek kaybının önlenmesine yardımcı olur. Alzheimer, multipl skleroz, Parkinson ve Lou Gehring hastalıklarının riskini azaltır.
46- Kafein, alkol ve bazı ilaçlara duyulan bağımlılığın giderilmesine yardımcı olur.
Sağlınız için , Suyunuzu Ciddiye Alın! Sağlıklı bir yaşam için, mutlaka zamanında, yeterince ve kaliteli SU için!

Eğer ekmek, kraker gibi kuru gıdalar yiyorsanız veya sıcak bir iklimde yaşıyorsanız ya da yoğun egzersiz yapıyor ve sauna veya buhar banyosuna giriyorsanız, buna uygun olarak çok daha fazla su içmelisiniz.

Günde 8-10 kez idrara çıkmak ideal miktarda su içtiğinizin göstergesidir. Bu miktar dokularımız için gerekli su ihtiyacının karşılandığını, vücuttan dışkıların atılmasında böbreklerimizin ve mesanemizin suyla yeterli derecede desteklendiğini gösterir.

İçme suyunun kalitesi önemlidir!

Şebeke suyu ağır metaller tarım ilaçları ve hormon atıkları gibi pek çok zararlı madde ve toksin içerebilir. Suyun mikroplardan arınması için içine klor, florür gibi zararlı kimyasallar da katılmış olabilir. Bu nedenle mümkün olduğunca yüksek kalitede filtre edilmiş alkali veya doğal maden suyu için.

Suyu ne zaman içmeliyiz?

Sabah uyandığınızda 1-2 bardak su için. Bu su gece boyunca metabolize edilen atıkların vücuttan atılmasına yardımcı olur. Gün boyunca da yemeklerden en az yarım saat önce ve yemeklerden en az 2 buçuk saat sonra 1-2 bardak su için. Yemeklerle su içmemeye çalışın, çünkü yemekle içilen su sindirim için gerekli mide asitlerini sulandırarak hazmı güçleştirir. Yemek sırasında susamak günlük olarak yeterli miktarda su içmediğinizin göstergesidir.

SUSAMADAN SU İÇİN!

Susama, susuz kalmanın gecikmiş bir işaretidir. Eğer susamışsanız veya ağzınız kuruyorsa çok fazla susuzluk çekiyorsunuz demektir. Konsantrasyon bozukluğu, depresif ruh hali, baş ağrıları ve diğer organ ağrıları, susuzluğun işareti olabilir.

Kronik susuzluk dünyadaki en yaygın sağlık problemlerinden biridir. Vücudumuzdaki ağrılar, iltihaplar ve alerjiler de dahil olmak üzere pek çok sağlık sorunun ardında yeterince su tüketmemek yatmaktadır. Kronik susuzluk her seviyede tüm sağlığımızı tehlikeye sokabilir.

Ahmet SERTKAN
YANGIN UZMANI


0 yorum: